-
1 asıl
bu haberin aslı yok diese Nachricht ist nicht wahrbir işin aslını araştırmak etw auf den Grund gehenII adj1) eigentlich; ( gerçek) wahr\asıl adı sein eigentlicher Name\asıl sanat budur das ist wahre Kunst\asıl sebep der wahre Grundaslı çıkmak sich als wahr herausstellen2) ( ana) Haupt-, Grund-\asıl sebep der Hauptgrund3) (\asıl sayı) Kardinal-
См. также в других словарях:
kopya — is., İt. copia 1) Bir sanat eserinin veya yazılı bir metnin taklidi, asıl karşıtı Edebiyatımız iptidai, resmimiz basit, felsefemiz kopya, okuma yazma bilmek bir irfan sayılıyor. P. Safa 2) Suret çıkarma işi 3) Bir sınavda soruları cevaplamak için … Çağatay Osmanlı Sözlük
asıl — is., slı, Ar. aṣl 1) Bir şeyin kendisi, örnek, kopya karşıtı Bir belgenin aslı. 2) Kök, köken, kaynak Yazının aslı resimdir. 3) Gerçeklik Bu haberin aslı yok. 4) Soy, nesep İnsan dedi, aslını unutmamalıdır. S. F. Abasıyanık 5) sf. Gerçek, esas,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük